top of page
309062_home_white.png
309062_home_building_house_real estate_icon.png
309062_home_white.png
309062_home_building_house_real estate_icon.png
309062_home_white.png
309062_home_building_house_real estate_icon.png
00LogoErenHukuk_tablet.png

ÇOCUK DÜŞÜRTME, DÜŞÜRME VE KISIRLAŞTIRMA SUÇLARI (TCK M. 99-101)

Güncelleme tarihi: 8 May

I. GİRİŞ

Türk Ceza Kanunu (TCK), bireylerin beden bütünlüğünü, üreme haklarını ve sağlıklarını koruma amacı güder. Bu çerçevede, çocuk düşürtme, düşürme ve kısırlaştırma suçları TCK'nın 99, 100 ve 101. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu yazıda, bu suçların hukuki dayanakları, unsurları, nitelikli halleri ve özel görünüş biçimleri detaylı olarak ele alınacaktır.


Sağlık tesisinde üreme faaliyetleri ile ilgili test sonuçlarına bakan kadın

II. HUKUKİ DAYANAK

A - Çocuk Düşürtme Suçu (TCK m. 99):

(1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.
(3) Birinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, on beş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) İkinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan bir kişi tarafından işlendiği takdirde, bu fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur.
(6) Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.

B - Çocuk Düşürme Suçu (TCK m. 100):

Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.

C - Kısırlaştırma Suçu (TCK m. 101):

(1) Bir erkek veya kadını rızası olmaksızın kısırlaştıran kimse, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiil, kısırlaştırma işlemi yapma yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılırsa, ceza üçte bir oranında artırılır.
(2) Rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma fiilinin yetkili olmayan bir kişi tarafından işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

III. SUÇUN UNSURLARI

A- Çocuk Düşürtme Suçu

  • Maddi Unsurlar:


1) Fail: Çocuk düşürtme suçunda fail, genellikle tıbbi müdahaleyi gerçekleştiren hekim veya başka bir sağlık personelidir. Ancak, bu suç sadece tıbbi yetkili kişiler tarafından işlenmez; suçu işleyen kişi herhangi biri de olabilir. Failin tıbbi bir yetkisi olması gerekmez; bu suç, bir kadının rızası olmadan gebeliğinin sonlandırılması fiilini gerçekleştiren herkes tarafından işlenebilir.


Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük’e göre rahim tahliyesini yapma yetkisi, kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarına tanınmıştır (Tüzük.md.3/2). Ancak, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nca açılan eğitim merkezlerinde kurs görerek yeterlik belgesi almış pratisyen hekimler, kadın hastalıkları ve doğum uzmanının denetim ve gözetiminde menstrüel regülasyon yöntemiyle rahim tahliyesi yapabilirler (Tüzük.md.3/3).


Dolayısıyla, gebe kadının rızası olmaksızın çocuğunu düşürten fail, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı değilse ya da pratisyen hekim olup, bu konuda yeterlilik belgesi yoksa veya yeterlilik belgesine sahip pratisyen hekim olduğu halde kadın hastalıkları ve doğum uzmanının denetimi ve gözetiminde belli yöntemlerle çocuk düşürtme eylemini yapmamışsa veya bunların hiçbiri değilse yetkili olmayan kişi kabul edilerek hükmedilecek ceza yarı oranında arttırılarak uygulanır.


2) Mağdur: Bu suçun mağduru, gebe kadındır. Kadının rızası olmadan çocuğunun düşürtülmesi durumunda, mağdur gebe kadın olarak kabul edilmektedir. Bu suçun işlenebilmesi için kadının gebe ve ceninin de ana rahminde canlı olması gerekmektedir. Cenin, rahimde ölü ise bu suç işlenemezdir


3) Suçun Konusu: Suçun konusu, gebeliğin sona erdirilmesidir. Bu eylem, kadının vücudundaki cenini hedef alır. Rızasız gebelik sonlandırma, hem kadının beden bütünlüğüne hem de ceninin varlığına yönelik bir tehdittir. Gebeliğin hangi aşamasında olduğuna bakılmaksızın, bu eylem suç teşkil eder.


4) Fiil: Çocuk düşürtme suçu, kadının rızası olmadan gebeliğin sona erdirilmesi fiili ile gerçekleştirilir. Bu fiil, kadının vücuduna yapılan müdahale ile gebeliğin sonlandırılmasıdır. Ayrıca, tıbbi zorunluluk olmadan, kadının rızası ile bile olsa, gebeliğin on haftayı aşması durumunda bu suç işlenmiş sayılır.


5) Netice: Bu suçun neticesi, gebeliğin sona erdirilmesidir. Bu fiilin gerçekleştirilmesi sonucu kadının beden veya ruh sağlığının zarar görmesi veya ölüm gibi ağır sonuçlar da doğabilir. Bu durumda ceza artırılmaktadır.


6) İlliyet (Nedensellik) Bağı: Fiil ile netice arasında bir illiyet bağı bulunmalıdır. Yani, failin eylemi ile gebeliğin sona ermesi arasında doğrudan bir bağlantı olmalıdır.


  • Manevi Unsur: 

    Bu suç, kasten işlenebilir. Fail, gebeliği sonlandırma iradesine sahip olmalı ve bu eylemi bilinçli olarak gerçekleştirmelidir. Failin kasıtlı olarak bu suçu işlemesi, yani gebeliği sonlandırmayı bilerek ve isteyerek yapması gerekir. Taksirli fiiliyle çocuğun düşmesine neden olunmasında fail, çocuk düşürtme suçundan değil, nitelikli taksirle yaralama suçundan cezalandırılabilir.


    Yine rızaya dayalı çocuk düşürtmede de gebeliği sürdürüp sürdürmeme konusundaki rıza açıklama hakkı, kişiye sıkı surette bağlı bir haktır. Bu nedenle, söz konusu gebeliği sona erdirme olayının anlamını ve kapsamını algılayabilecek anlama yeteneğine sahip olmak rıza açıklaya bilmek için yeterlidir; reşit olmak aranmaz. Yasal temsilciler, bu çerçevede gebe küçüğün yararlarını gözetebilirler.


  • Nitelikli Haller:

Bu suçun nitelikli halleri, kadının beden veya ruh sağlığının zarar görmesi veya ölüm gibi ağır sonuçlar doğurması veya suçun rahim tahliyesine yetkili olmayan bir kişi tarafından işlenmesidir. Bu hallerde ceza artırılmaktadır. Örneğin, gebeliğin sona erdirilmesi sırasında kadının ciddi bir sağlık sorunuyla karşılaşması veya hayatını kaybetmesi durumunda, fail daha ağır bir cezaya çarptırılır


  • Özel Görünüş Biçimleri:


1) Teşebbüs: Çocuk düşürtme suçuna teşebbüs mümkündür. Eğer gebeliği sonlandırma işlemi tam olarak gerçekleştirilememişse, teşebbüs hükümleri uygulanır. Cenin, ana rahminden yaşama kabiliyetine sahip olmadan çıkartılmış olmasına karşın ölmemişse çocuk düşürtme suçu teşebbüs derecesinde kalmış olur.


Ancak ilaç satın alma, doktorla anlaşma, randevu alma, hastaneye yatma, doktorun muayenehanesinde bekleme salonunda bulunma gibi hareketler ancak hazırlık olarak nitelendirilebileceğinden suça elverişli hareket olarak kabul edilip cezaya konu olmayacaktır.


2) İştirak: Çocuk düşürtme suçuna iştirak mümkündür. Suçun işlenişine birden fazla kişi katılabilir. Bu durumda iştirak hükümleri uygulanır. Örneğin, bir hekimin yanında yardımcı olarak çalışan bir kişinin de bu suça iştirak etmesi mümkündür. İştirak halinde, suça katkıda bulunan herkes suçun işlenmesinden sorumlu tutulur ve cezalandırılır.


Ancak rızasız çocuk düşürtme suçunun temel şeklinde failin rahim tahliyesine yetkisi bulunan bir kişi olması zorunluluğunun bu suçu fail yönünden özgü suç konumuna koyduğundan bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilirler. Suçun fail yönünden nitelikli şeklinde ise, fail rahim tahliyesine yetkisi bulunmayan herhangi bir üçüncü kişi olabileceğinden, bu durumda genel iştirak kuralları uygulama alanı bulur.


3) İçtima: Bu suç, başka bir suçla birlikte işlenebilir. Örneğin, gebe kadının kasten yaralanması sonucunda çocuk düşürme suçu işlenmişse, netice sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu oluşur ve fail ayrıca çocuk düşürtme suçundan cezalandırılmaz. Bu durumda, daha ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı fail cezalandırılır.


Bu suç zincirleme suç hükümlerine ise pek uygun düşmemektedir. Nitekim gebe kadın ikiz veya üçüz gibi rahminde birden fazla cenin taşıyorsa, fail, cenin sayısınca birden fazla çocuk düşürtme suçunu değil, fakat tek çocuk düşürtme suçunu işlemiş olur. Zira bu suçta mağdur gebe kadının kendisidir ve eylem gebeliği sona erdirmeye yöneliktir.


B. Çocuk Düşürme Suçu

  • Maddi Unsurlar:


1) Fail: Bu suçun faili, çocuğu düşürme fiilini gerçekleştiren gebe kadındır. Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, süresi on haftadan fazla olan bir gebelikte çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren gebe kadın da çocuğu düşürten üçüncü kişi failin fiiline iştirak eden olarak değil, kendisi ayrıca fail sıfatıyla cezalandırılmaktadır.


2) Mağdur: Bu suçun mağduru, gebe kadının rahmindeki cenindir. Ceninin varlığı, bu suçun mağdurunu oluşturmaktadır.


3) Suçun Konusu: Suçun konusu, gebeliğin on haftadan fazla bir süreyi aşmış olmasıdır. Bu durumda, kadının kendi iradesiyle gebeliği sona erdirmesi suç olarak kabul edilir. Örneğin, gebeliğin onuncu haftasını geçmiş bir kadının kendi kendine düşük yapması veya yapmaya çalışması suçun konusunu oluşturur.


4) Fiil: Çocuk düşürme suçu, kadının kendi iradesiyle çocuğunu düşürmesi fiili ile gerçekleşir. Kadının gebeliğini sonlandırmak için yaptığı eylemler bu suçun fiilini oluşturur. Örneğin, kadının düşük yapma amacıyla ilaç kullanması veya başka yöntemlere başvurması, fiilin gerçekleştiği durumlardır.


5) Netice: Bu suçun neticesi, gebeliğin sona erdirilmesidir. Kadının gerçekleştirdiği fiil sonucunda gebeliğin son bulması, suçun neticesini oluşturur.


6) İlliyet (Nedensellik) Bağı: Fiil ile netice arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Kadının eylemi ile gebeliğin sona ermesi arasında doğrudan bir bağlantı olmalıdır.


  • Manevi Unsur: 


    Bu suç, kasten işlenebilir. Kadının gebeliği sona erdirme iradesine sahip olması gerekmektedir.


  • Hukuka Aykırılık Unsuru:


    Türk hukukunda, on haftadan kısa gebeliklerde kadının rızası ve yetkili hekim tarafından gebelik sona erdirilebilir. On haftadan uzun gebeliklerde ise rızaya dayalı olsa bile bu işlem suç sayılır; ancak tıbbi zorunluluk veya suç sonucu oluşan gebelikler istisnadır.


  • Tıbbi Zorunluluk Durumu:


    On haftadan uzun gebeliklerde tıbbi zorunluluk varsa, rahim tahliyesi hukuka aykırı değildir ve suç oluşturmaz. Gebelik, annenin yaşamını veya sağlığını tehdit ediyorsa, tıbbi zorunluluk kabul edilir.


  • Nüfus Planlaması Hakkında Kanun’a Göre Tıbbi Zorunluluk Halleri:


    i) Gebelik annenin yaşamını veya yaşamsal organlardan birini tehdit ediyorsa,

    ii) Gebelik ilerleyen süreçte annenin yaşamını veya yaşamsal organlardan birini tehdit edecekse,

    iii) Gebelik doğacak çocuk ve onu takip edecek nesiller için ağır maluliyete neden olacaksa.


Kanun, tıbbi zorunluluk kavramını genişleterek gebeliğin annenin yaşamı veya yaşamsal organları açısından tehdit oluşturmasını tıbbi zorunluluk olarak değerlendirmektedir. Ancak, ceninin özürlü doğacak olması tıbbi zorunluluk olarak kabul edilmez. Tıbbi zorunluluk durumunda rahim tahliyesi kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından yapılmalıdır.


Acil durumlarda, kadının yaşamını veya yaşamsal organlarını tehdit eden durumlar varsa, rapor hazırlanmaksızın gebeliğe son verilebilir. Müdahaleyi yapan hekim, kadının kimliğini ve müdahale nedenlerini sağlık birimlerine bildirmek zorundadır.


  • Suç Sonucu Gebe Kalınması Durumunda Cezasızlık Hali:


    Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması durumunda, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla gebeliği sona erdiren ceza almaz


C. Kısırlaştırma Suçu

  • Maddi Unsurlar:


1) Fail: Kısırlaştırma suçunda fail, kısırlaştırma fiilini gerçekleştiren kişidir. Bu kişi, tıbbi yetkisi olan bir hekim olabileceği gibi, tıbbi yetkisi olmayan herhangi biri de olabilir.


TCK.’nun 101/(2).maddesine göre rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma fiilinin yetkili olmayan bir kişi tarafından işlenmesi halinde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.


2) Mağdur: Bu suçun mağduru, kısırlaştırma işlemi yapılan erkek veya kadındır. Mağdurun cinsiyeti önemli olmaksızın, üreme yeteneği kısıtlanan her birey bu suçun mağduru olabilir.


3) Suçun Konusu: Suçun konusu, bireyin üreme yeteneğidir. Kısırlaştırma fiili, bireyin doğal üreme yeteneğini hedef alır ve bu yeteneği ortadan kaldırmayı amaçlar.


4) Fiil: Kısırlaştırma suçu, bireyin rızası olmadan üreme yeteneğinin ortadan kaldırılması fiili ile gerçekleşir. Bu fiil, tıbbi müdahale ile bireyin üreme yeteneğinin sona erdirilmesidir.


Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenme sine İlişkin Tüzük’e göre kısırlaştırma; kadınlarda tüp tüplerin bağlanmasını, erkeklerde ise tohum kanallarının ameliyatla bağlanmasını ifade etmektedir Kısırlaştırmanın hadımlaştırmadan farkı kişinin cinsel arzu ve faaliyet yeteneğine son vermemesidir.


5) Netice: Bu suçun neticesi, bireyin üreme yeteneğinin kaybıdır. Kısırlaştırma işlemi sonucunda bireyin doğal üreme yeteneğinin sona ermesi, suçun neticesini oluşturur.


6) İlliyet (Nedensellik) Bağı: Fiil ile netice arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Kısırlaştırma fiili ile üreme yeteneğinin kaybı arasında doğrudan bir bağlantı olmalıdır.


  • Manevi Unsur: 


    Bu suç, kasten işlenebilir. Failin, bireyin üreme yeteneğini ortadan kaldırma iradesine sahip olması gerekmektedir.


  • Özel Görünüş Biçimleri:


1) Teşebbüs: Kısırlaştırma amacıyla yapılan bir müdahalenin başarılı olmaması durumunda teşebbüs hükümleri devreye girer. Teşebbüs aşamasında kalan fiiller de cezalandırılmaktadır.


2) İştirak: Kısırlaştırma suçuna iştirak mümkündür. Suçun işlenişine birden fazla kişi katılabilir. Bu durumda iştirak hükümleri uygulanır. Örneğin, kısırlaştırma ameliyatını gerçekleştiren bir hekimin yanında yardımcı olarak çalışan bir kişinin de bu suça iştirak etmesi mümkündür. İştirak halinde, suça katkıda bulunan herkes suçun işlenmesinden sorumlu tutulur ve cezalandırılır.


3)İçtima: Bu suç, başka bir suçla birlikte işlenebilir. Örneğin, bireyin kasten yaralanması sonucunda kısırlaştırma suçu işlenmişse, netice sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu oluşur ve fail ayrıca kısırlaştırma suçundan cezalandırılmaz. Bu durumda, daha ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı fail cezalandırılır.



IV. ŞİKAYET

Bu suçların soruşturulması ve kovuşturulması için mağdurun şikayeti gerekmemektedir. Kamu davası olarak resen soruşturulurlar. Bu durum, suçların ciddiyetinin ve toplum düzenini bozucu etkilerinin bir sonucudur. Örneğin, çocuk düşürtme veya kısırlaştırma gibi suçlar, mağdurun şikayeti olmasa bile savcılık tarafından doğrudan soruşturulur ve kovuşturulur.



V. SONUÇ

Çocuk düşürtme, düşürme ve kısırlaştırma suçları, bireylerin üreme haklarını, beden bütünlüklerini ve sağlıklarını koruma amacıyla düzenlenmiştir. Bu suçların cezai yaptırımları, mağdurların haklarını korumayı ve toplum düzenini sağlamayı hedefler. Bu tür eylemler, toplumun temel değerlerine ve bireylerin haklarına ciddi bir tehdit oluşturur. Suçların nitelikli halleri, suçun ciddiyetine göre cezaların artırılmasını sağlar. Bu yazının amacı genel bilgi vermek olup detaylı bilgi için somut olaya özgü avukatınızdan hukuki tavsiye almanız önem arz etmektedir.

bottom of page