




VİZE, İKAMET İZNİ (OTURMA İZNİ) VE SINIR DIŞI EDİLME İŞLEMLERİNDE HUKUKİ DESTEK: İTİRAZ VE DAVA SÜREÇLERİ
Uluslararası hareketlilik, bireylerin ve işletmelerin hayatında önemli bir yer tutarken, vize ve ikamet izni işlemleri de bu süreçlerin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Ancak, bu işlemlerin karmaşıklığı ve olası hukuki zorluklar, bireylerin profesyonel hukuki desteğe ihtiyaç duymasına neden olmaktadır. Özellikle ikamet ve vize başvurularının reddi ya da sınır dışı (deport) kararlarının alınması durumunda, hakların korunması için hukuki süreçlerin doğru şekilde yönetilmesi kritik öneme sahiptir.
Avukatlık büromuz, gerek ikamet iznine yönelik başvuruların reddine gerekse de bireyler hakkında verilen sınır dışı etme kararlarına karşı hukuki süreci etkin bir şekilde yöneterek müvekkillerimizin haklarını korumak ve olası mağduriyetlerin önüne geçebilmek için çaba sarf etmektedir.
➣İkamet İzni
Türkiye’de ikamet izni almak, yabancı uyruklu bireyler için hukuki ve idari birçok prosedür içerir. İkamet izni, Türkiye'de 90 günden fazla kalmak isteyen yabancılar için zorunlu olup, Göç İdaresi Başkanlığı tarafından yönetilmektedir. Başvuruların değerlendirilmesi sırasında eksik veya hatalı belgeler, idarece yapılan usule aykırı işlemler ya da gerekli şartların yerine getirilmemesi gibi nedenlerle ret kararı verilebilmektedir.
Yine ikamet izinlerinin uzatılması için yapılan başvurularda da idare tarafından çeşitli haksız sebeplerle ret kararı verildiği durumlara sık rastlanılmaktadır.
Başvuruların reddi halinde hukuki süreçlerin titizlikle yürütülmesi gerekir. Ret kararının ardından 60 gün içinde idare mahkemesinde iptal davası açılması gerekmektedir.
Yine eğer açılacak dava, ikamet izninin uzatılması talebinin reddine yönelik açılacaksa bu hususta dava açılırken yürütmenin durdurulması da talep edilerek oluşacak zarar tehlikelerinin önlenebilmesi mümkün olabilecektir.
Nitekim yürütmenin durdurulması kararı, mahkeme tarafından dava süresince dava konusu idari işlemin geçici olarak askıya alınması anlamına gelir.
Ancak yürütmenin durdurulması talebinin kabul edilmesi için iki önemli kriter mevcuttur:
①Açıkça Hukuka Aykırılık: Dava konusu idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması gereklidir.
②Telafisi Güç veya İmkânsız Zarar: İşlemin uygulanmaya devam etmesi halinde, memur için telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ihtimali de önemli bir şarttır. Bu zararlar, kişinin çalışma hayatı, aile yapısı, vücut sağlığı, ekonomik durumu veya sosyal hakları üzerinde geri döndürülemez sonuçlar doğurabilecek nitelikte olmalıdır.
Bu durumlarda yürütmeyi durdurma talepleri ile uzun sürebilecek davaların sonucu beklenmeden yabancıların haklarının korunması ve olası mağduriyetlerin önüne geçilebilmesi amaçlanmaktadır.
➣Sınır Dışı (Deport) Kararına Karşı Hukuki Çözümler ve Yargı Yolu
Sınır dışı edilme (deport) kararları, bireyin Türkiye’deki ikamet hakkını tamamen ortadan kaldıran bir durumdur. Ancak sınır dışı kararlarına karşı yasal haklar mevcuttur. Sınır dışı kararı tebliğ edildikten sonra, 7 gün içinde, itiraz işlemlerinin başlatılması için idare mahkemesine dava açılması gerekmektedir.
Yine haklarında sınır dışı kararı bulunan ancak uygulandığı takdirde insan hakları ihlallerine maruz kalma riski olan bireylerin, örneğin sınır dışı edilmesi halinde işkence veya kötü muamele riski bulunan kişilerin insani ikamet izni için de tekrardan idareye başvurabilmeleri mümkündür.
➣Özlük Hakları ve Hukuki Güvence
Özlük hakları, memurların çalışma şart ve durumlarını içerir. Maaş, terfi, izin hakları, çalışma saatleri, sosyal güvence gibi konular memurun özlük haklarının kapsamını oluşturur. İdarenin, memurun özlük haklarına yönelik keyfi müdahalelerde bulunması veya hukuka aykırı işlemler tesis etmesi durumunda, ilgili işlemin iptali için idari yargıya başvuru hakkı doğmaktadır. Avukatlık büromuz, memurların özlük haklarının korunması ve bu haklara yönelik haksız işlemlerin iptal edilmesi adına gereken tüm hukuki desteği sağlamaktadır.