top of page
309062_home_white.png
309062_home_building_house_real estate_icon.png
309062_home_white.png
309062_home_building_house_real estate_icon.png
309062_home_white.png
309062_home_building_house_real estate_icon.png
00LogoErenHukuk_tablet.png

TAKSİRLE YARALAMA SUÇU (TCK M.89)

Güncelleme tarihi: 29 Haz

I. GİRİŞ

Taksirle yaralama suçu, modern hukuk sistemlerinde önemli bir yer tutan ve dikkatle ele alınması gereken bir konudur. Bu suç, kişinin istemeden bir başkasının bedenine zarar vermesi durumunda ortaya çıkar ve hukukumuzda özel bir düzenlemeye tabi tutulmuştur. Taksirle yaralama suçu, failin dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi sonucu meydana gelir ve bu nedenle suçun manevi unsuru taksirdir.


süratli giden bir aracın temsili görseli

II. TAKSİRLE YARALAMA SUÇUNUN TANIMI VE HUKUKİ DAYANAĞI

Taksirle yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 89. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suç, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak istemeden bir başkasının bedenine zarar vermesi durumunda ortaya çıkar. Taksir kavramı, hukukumuzda kişinin iradesi dışında ve istemediği bir sonucun meydana gelmesi anlamına gelir. Taksirle işlenen suçlarda failin kastı yoktur, yani fail sonuçları bilerek ve isteyerek gerçekleştirme niyetinde değildir.


TCK'nın 89. maddesi, taksirle yaralama suçunu şu şekilde tanımlamaktadır:

(1)Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.


(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

b) Vücudunda kemik kırılmasına,

c) Konuşmasında sürekli zorluğa,

d) Yüzünde sabit bir iz bırakmasına,

e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.


(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine, neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.


(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.


(5) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.


TCK’nın 89. maddesi, taksirle yaralama suçunu kasten yaralama suçundan ayırarak bağımsız bir suç olarak düzenlemiştir. Bu suçun manevi unsuru taksirdir ve failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması sonucu istemediği bir neticenin meydana gelmesi ile oluşur.


SUÇUN UNSURLARI

Maddi Unsur

Taksirle yaralama suçunun maddi unsuru, failin gerçekleştirdiği harekettir. Bu hareket, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak başkasının bedenine zarar vermesi şeklinde ortaya çıkar. Hareket, icrai (aktif) bir davranış olabileceği gibi, ihmali (pasif) bir davranış da olabilir. Örneğin, trafik kurallarına uymayan bir sürücünün dikkatsizliği sonucu bir yayayı yaralaması icrai bir davranışken, gerekli tedbirleri almayan bir işverenin çalışanının yaralanmasına neden olması ihmali bir davranıştır.


Netice:

Taksirle yaralama suçunun meydana gelmesi için, failin hareketi sonucu mağdurun bedeni veya sağlığı üzerinde olumsuz bir etkinin meydana gelmesi gereklidir. Bu etki, fiziksel acı, kemik kırılması, organ fonksiyonlarının kaybı veya yüzünde kalıcı iz gibi çeşitli şekillerde olabilir.


Nedensellik Bağı:

Taksirle yaralama suçunda, failin gerçekleştirdiği hareket ile meydana gelen sonuç arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu bağ, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile yaralama sonucunun meydana gelmesi arasındaki ilişkiyi ifade eder. Nedensellik bağı, failin hareketi olmasaydı sonucun meydana gelmeyeceği anlamına gelir. Örneğin, bir sürücünün hız kurallarına uymaması sonucu bir kazanın meydana gelmesi ve bu kazada bir yayının yaralanması durumunda, sürücünün hıza dikkat etmesi gerektiği halde etmemesi sonucu yaralama meydana gelmiş olur.


Manevi Unsur: Taksir

Taksirle yaralama suçunun manevi unsuru, failin taksirli davranışıdır. Taksir, failin istemediği bir sonucun meydana gelmesi anlamına gelir. Bu bağlamda, failin kastı yoktur, yani sonuçları bilerek ve isteyerek gerçekleştirme niyetinde değildir. Ancak fail, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı için sorumludur.


Taksir, basit taksir ve bilinçli taksir olarak ikiye ayrılır. Basit taksirde, fail sonuçları öngörebilecek durumda değildir. Örneğin bir doktor, acil serviste yoğun bir gece nöbetinde çalışmaktadır. Yorgunluk ve yoğunluk nedeniyle, bir hastaya yanlış ilaç verir ve bu ilaç hastada ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Doktor, bu durumu öngörememiş ve gerekli dikkat ve özeni gösterememiştir. Bu durumda da basit taksir söz konusudur.


Bilinçli taksirde ise, fail sonuçları öngörmüş fakat gerçekleşmeyeceğini düşünerek davranmıştır. Örneğin bir sürücü, şehir içindeki hız sınırını bilmektedir ve bu sınırın aşılması halinde kazaların meydana gelebileceğini öngörmektedir. Ancak, sürücü kendi yeteneklerine ve aracın emniyet tedbirlerne güvenerek hız sınırını aşar. Sonuçta, sürücü, hız sınırını aşması nedeniyle meydana gelen bir trafik kazasında başka bir otomobile çarpar ve yaralanmaya neden olur. Bu durumda, sürücü neticeyi öngörmüş fakat gerçekleşmeyeceğini düşünerek hareket etmiştir. Bu nedenle, bilinçli taksirle yaralama suçu oluşmuştur.


Bilinçli taksir halinde, failin cezası artırılmaktadır. TCK’nın 22. maddesine göre, bilinçli taksirle işlenen suçlarda ceza üçte birden yarısına kadar artırılır. Bu durum, failin öngörülebilir bir neticeyi göz ardı ederek hareket etmesinin, hukuki açıdan daha ağır bir sorumluluk getirdiğini göstermektedir.


SUÇUN SORUŞTURULMASI VE KOVUŞTURULMASI

Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, genellikle mağdurun şikayetine bağlıdır. Ancak, bilinçli taksirle işlenen taksirle yaralama suçlarında şikayet aranmaz.


Soruşturma Süreci


Şikayet:

Mağdur veya mağdurun yasal temsilcisi, fail hakkında şikayette bulunarak soruşturma sürecini başlatabilir. Şikayete tabi suçlarda şikayet süresi, mağdurun ‘fiil’ ve ‘faili’ öğrenmesinden itibaren 6 aydır.


Savcılık İncelemesi:

Savcılık, şikayet üzerine olayla ilgili delilleri toplar, tanıkları dinler ve gerekli incelemeleri yapar. Savcılık, yeterli delil bulunması durumunda dava açılmasına karar verir.


Kovuşturma Süreci

Yerel Mahkeme Aşaması: Dava, ceza mahkemesinde görülür. Mahkeme, savcılık tarafından sunulan delilleri değerlendirir, tanıkları dinler ve tarafların savunmalarını alır.

Mahkeme, delillerin ve ifadelerin incelenmesi sonucunda, failin suçlu olup olmadığına karar verir. Suçlu bulunması durumunda, kanunda belirtilen ceza miktarına göre hüküm kurar.


İtiraz ve Temyiz: Mahkemenin verdiği karara karşı taraflar, belirli bir süre içinde itiraz veya temyiz yoluna başvurabilirler. İtiraz veya temyiz süreci bir üst mahkemede devam eder.


Ceza Uygulaması

Taksirle yaralama suçundan hüküm giyen kişi, mahkemece belirlenen ceza süresi kadar hapis cezası veya adli para cezasına çarptırılır. Ancak, belirli koşullar altında hükmün açıklnamasının geri bırakılması veya hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. HAGB, failin daha önce sabıkasının bulunmaması ve mahkemenin failin tekrar suç işlemeyeceğine dair kanaat getirmesi durumunda uygulanabilir.


SONUÇ

Taksirle yaralama suçunun cezalandırılması, toplumsal düzenin korunması ve adaletin sağlanması açısından büyük önem taşır. Bu suç, bireylerin dikkat ve özen yükümlülüklerine uymalarını teşvik eder ve ihlali durumunda hukuki yaptırımların uygulanacağını gösterir. Suçun cezalandırılması, mağdurun haklarının korunması ve failin sorumluluklarının farkına varması açısından kritik bir rol oynamaktadır.


bottom of page