top of page
309062_home_white.png
309062_home_building_house_real estate_icon.png
309062_home_white.png
309062_home_building_house_real estate_icon.png
309062_home_white.png
309062_home_building_house_real estate_icon.png
00LogoErenHukuk_tablet.png

MİRAS SEBEBİYLE İSTİHKAK DAVASI: III. KİŞİLERDEKİ TEREKE MALLARININ KORUNMASI

Güncelleme tarihi: 8 May

Bir ailenin kuşaklar boyu mallarını aktarmasını anlatan görsel

Miras sebebiyle istihkak davası, mirasçıların, miras bırakanın ölümünden sonra terekeye dahil malların haksız şekilde elinde bulundurulması durumunda, bu malların veya onların yerine geçen değerlerin iadesini sağlamak amacıyla açılan bir davadır. Türk Medeni Kanunu’nun 687. ve devamı maddelerinde düzenlenen bu dava, mirasçıların terekeye ilişkin haklarını koruyan en etkili hukuki araçlardan biridir.


Miras Sebebiyle İstihkak Davasının Konusu ve Kapsamı:

Miras sebebiyle istihkak davası, mirasçının terekeye dahil mallar üzerindeki hakkını güvence altına almayı amaçlar. Terekenin kapsamı oldukça geniş yorumlanmalıdır:


  1. Taşınmaz Mallar: Tapuya kayıtlı konutlar, arsalar, işyerleri gibi taşınmazlar, miras sebebiyle istihkak davasına konu olabilir.

  2. Taşınır Mallar: Banka hesaplarındaki mevduatlar, ziynet eşyaları, araçlar ve diğer taşınabilir malvarlıkları da dava konusu olabilir.

  3. Fikri ve Sınai Haklar: Patent, marka ve telif hakları gibi fikri mülkiyet değerleri.

  4. Alacak Hakları: Mirasbırakanın üçüncü kişilerden tahsil edilecek alacakları.

  5. İkame Değerler: Tereke mallarının satışından elde edilen gelirler veya sigorta tazminatları gibi değerler de istihkak davası kapsamında talep edilebilir.


Dolayısıyla istihkak, terekeye dahil olan her türlü maddi ve maddi olmayan hakları kapsar. Örneğin, bir taşınmazın üçüncü bir kişiye satılması durumunda, dava konusu artık bu taşınmaz değil, satıştan elde edilen gelir hâline gelmektedir.

 

Yetkili ve Görevli Mahkeme:

Miras sebebiyle istihkak davalarında yetkili mahkeme, miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir. Türk Medeni Kanunu’nun 576. maddesi, miras davalarına ilişkin uyuşmazlıkların, miras bırakanın en son ikamet ettiği yerde görülmesi gerektiğini belirtmektedir. Eğer miras bırakan yurt dışında ikamet etmişse, Türkiye sınırları içinde bulunan taşınmazların yer aldığı bölgedeki mahkeme yetkili olacaktır.


Bu tür davalarda görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Miras davalarının kapsamlı yapısı, mahkemelerin detaylı incelemeler yapmasını gerektirir. Bu nedenle, uzmanlaşmış bir yargılama süreci Asliye Hukuk Mahkemesi çatısı altında gerçekleştirilir.

 

Miras Sebebiyle İstihkak Davasının Şartları:

Miras sebebiyle istihkak davası açmak için bazı hukuki şartların sağlanması gereklidir.


  1. Mirasçılık Sıfatı

    Davacının yasal veya atanmış mirasçı olduğunu ispatlaması gerekir. Bu sıfat, genellikle bir veraset ilamı (mirasçılık belgesi) ile ispat edilir. Atanmış mirasçıların durumunda ise vasiyetname veya miras sözleşmesi geçerli olacaktır.


  2. Haksız Zilyetlik

    Dava konusu tereke mallarının, mirasçı olmayan bir kişi tarafından haksız bir şekilde elinde bulundurulması gerekir. Haksız zilyetlik, fiili kullanım veya sahiplenme iddiası şeklinde ortaya çıkabilir.


  3. Tereke Malının Tespiti

    Davacı, dava konusu malın terekeye dahil olduğunu kanıtlamalıdır. Bu tespit, tapu kayıtları, alacak belgeleri, banka hesap dökümleri veya tanık beyanları gibi delillerle yapılabilir.


  4. Zamanaşımı Süresi

    Dava açma süresi, davacının mirasçılık sıfatını ve haksız zilyetliği öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her hâlükârda miras bırakanın ölümünden itibaren on yıl olarak belirlenmiştir. Ancak kötüniyetli zilyetlik durumlarında bu süre yirmi yıla kadar uzayabilir.

 

Dava Süreci ve İşleyişi

1. Dava Dilekçesi

Dava dilekçesinde davacının mirasçılık sıfatı, terekeye dahil malların detayları ve davalının bu mallar üzerindeki haksız zilyetliği belirtilir. Ayrıca, talep edilen malların veya ikame değerlerin detayları açıklanır.


2. Delillerin Sunulması

Davacı, terekeye dahil malların kendisine ait olduğunu kanıtlamak için deliller sunar. Bu deliller arasında tapu kayıtları, banka dökümleri, vasiyetname ve tanık beyanları yer alabilir.


3. Mahkeme Kararı

Mahkeme, davalının haksız zilyetliğine son verilmesine ve tereke mallarının davacıya teslim edilmesine karar verir. Kötüniyetli zilyetlik durumlarında, davalı yalnızca malları iade etmekle kalmaz, aynı zamanda bu malların kullanımıyla elde ettiği menfaatleri de tazmin etmekle yükümlü olur.


Davanın Mahiyeti ve Özel Durumlar

  • Külli Nitelik: Miras sebebiyle istihkak davası, terekeye dahil tüm malları kapsayan külli bir davadır. Bu dava sayesinde davacı, terekenin içerdiği her bir malın veya tekereye dahil hak ve malların türüne göre açılması gereken münferit davalardan her birini ayrı ayrı açmak zorunda kalmaz.


  • Mutlak Hak Koruması: Bu dava, mirasçının mutlak haklarını korur ve bu hakların ihlali durumunda herkese karşı açılabilir.


  • Kötüniyetli Zilyetlik: Kötüniyetli zilyetlik durumunda, davalı malların kullanımından doğan menfaatleri tazmin etmekle yükümlüdür.


  • İkame Değerler Üzerindeki Haklar: Dava konusu malvarlığı başka bir şekle dönüştürülmüşse, örneğin bir taşınmaz satılmış ve satış bedeli başka bir yatırıma dönüştürülmüşse, davacı bu değerleri de talep edebilir.


Hüküm ve Sonuç

Mahkeme, terekeye dahil malların davacıya iadesine karar verdiğinde, davalı bu karara uymak zorundadır. İyi niyetli zilyet yalnızca zorunlu giderlerden sorumlu tutulurken, kötüniyetli zilyet hem malları hem de kullanım sonucu doğan zararları iade etmekle yükümlü olur.


Eğer dava konusu mallar yok edilmiş veya el değiştirmişse, mahkeme ikame değerlerin tazmini yoluna gidebilir. Örneğin, satılan bir taşınmazın bedeli mirasçılara ödenir.


Miras sebebiyle istihkak davası, miras haklarının korunmasında kilit bir hukuki araçtır. Bu dava, yalnızca terekeye ilişkin haksız zilyetliğin sona erdirilmesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda miras paylaşım sürecinin adil ve şeffaf bir şekilde yürütülmesini temin eder. Bu sürecin karmaşıklığı ve hukuki detayların yoğunluğu göz önüne alındığında, alanında uzman bir avukatın desteği, hak kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşır.

bottom of page