top of page
309062_home_white.png
309062_home_building_house_real estate_icon.png
309062_home_white.png
309062_home_building_house_real estate_icon.png
309062_home_white.png
309062_home_building_house_real estate_icon.png
00LogoErenHukuk_tablet.png
hakim tokmağı vurarak karar verirken
hakim tokmağı vurarak karar verirken

Kovuşturma
ve Hak Kısıtlayıcı İşlemler

İstinaf, Temyiz, AYM, AİHM ve Diğer Kanun Yolları

İstinaf, Temyiz, AYM, AİHM ve Diğer Kanun Yolları

Trafik Cezaları, İdari Para Cezaları İtiraz İşlemleri

Trafik Cezaları, İdari Para Cezaları İtiraz İşlemleri

İnfaz Süreci

İnfaz Süreci

Kovuşturma ve Hak Kısıtlayıcı İşlemler

Kovuşturma ve Hak Kısıtlayıcı İşlemler

İhbar, Şikayet ve Soruşturma İşlemleri

İhbar, Şikayet ve Soruşturma İşlemleri

CEzA HUKUKU

Çalışma alanı sayfasına dön.

Üst sayfaya dön.

BiLiŞiM VE fiKRi MÜLKiYET 
HUKUKU

İstinaf, Temyiz, AYM, AİHM ve Diğer Kanun Yolları

İstinaf, Temyiz, AYM, AİHM ve Diğer Kanun Yolları

Trafik Cezaları, İdari Para Cezaları İtiraz İşlemleri

Trafik Cezaları, İdari Para Cezaları İtiraz İşlemleri

İnfaz Süreci

İnfaz Süreci

Kovuşturma ve Hak Kısıtlayıcı İşlemler

Kovuşturma ve Hak Kısıtlayıcı İşlemler

İhbar, Şikayet ve Soruşturma İşlemleri

İhbar, Şikayet ve Soruşturma İşlemleri

CEza HUKUKU

CEZA YARGILAMASINDA KOVUŞTURMA EVRESİ VE HAK KISITLAYICI UYGULAMALAR

Ceza yargılamasında kovuşturma evresi, bir suçun yargı organlarınca ele alındığı ve suç isnadının doğruluğunun araştırıldığı kritik bir aşamadır. İddianamenin kabul edilmesiyle başlayan bu süreçte, sanık hakkında yargılama yapılır ve suçlu olup olmadığına ilişkin eldeki deliller ve hâkimin vicdani kanaati doğrultusunda karar verilir. Bu süreçte mahkemeler, sanığın hak ve özgürlüklerini kısıtlayabilecek çeşitli tedbirlere de başvurabilir.

Avukatlık büromuz, kovuşturma evresinde gerek sanık sorgusunun alınması ve savunmasının yapılması, verilecek tedbir ve kararlara itiraz işlemlerinin yürütülmesi aşamasında gerekse de suçtan zarar görenler adına ceza davasını takibi ve haklarının savunulması aşamalarında avukatlık ve danışmanlık hizmetleri sunmaktadır.

➣Sanık Sorgusu ve Savunma İşlemleri

Kovuşturma evresinde sanık, mahkeme huzurunda sorguya çekilir ve kendisine isnat edilen suçlara dair açıklama yapma ve savunma hakkı tanınır. Sanığın sorgusu, kendisine yöneltilen suçlamaları ve delilleri öğrenmesi açısından temel bir haktır. Bu süreçte sanığın, avukatıyla birlikte suçlamalara karşı savunma yapması, kapsamlı stratejiler geliştirmesi yargılamanın seyri açısından kritik bir öneme sahiptir. Nitekim avukat desteği alınması, savunmanın hukuki çerçevede yapılmasını, sanığın haklarının ihlal edilmesinin önlenmesini ve aleyhteki delillerin hukuka uygun şekilde değerlendirilmesi ile hukuka aykırı delillerin ayıklanmasını sağlar.

➣Müşteki Haklarının Korunması

Kovuşturma sürecinde hem müştekinin hem de sanığın hukuki destek alması, yargılama sürecinin adil ve şeffaf yürütülmesi açısından önemlidir. Müşteki (mağdur) açısından avukat desteği, haklarının doğru bir şekilde temsil edilmesi ve zararlarının giderilmesinin takibi açısından önemlidir. Keza müştekinin yaşadığı mağduriyetin adli yargılamada doğru bir şekilde ifade edilmesi, adaletin tecellisi açısından elzemdir. Bunun yanısıra Ceza Mahkemesinde alınacak karar, müştekinin uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini amacıyla Hukuk Mahkemesine açılacak tazminat davası açısından da delil teşkil edecektir.

➣Kovuşturma Aşamasında Uygulanan Hak Kısıtlayıcı İşlemler

Kovuşturma sürecinde mahkemeler, sanığın dava sürecinde kaçmasını veya delillere müdahale etmesini engellemek amacıyla bazı kısıtlayıcı işlemler uygulayabilirler.

Tutuklama, sanığın dava sürecinde kaçma veya delilleri karartma ihtimali bulunduğunda, mahkeme kararı ile tutuklanması mümkün olur. Tutuklama, sanığın özgürlüğünü kısıtlayan en ciddi tedbirdir ve sadece gerekli durumlarda uygulanmalıdır.

Adli kontrol, tutuklamanın alternatifi olarak sanığın belirli yükümlülüklere tabi tutulması anlamına gelir. Adli kontrol altında sanığın belirli yerlere gitmesi yasaklanabilir, düzenli olarak imza vermesi gerekebilir.

Yine sanığın dava süresince yurt dışına çıkmasını engellemek amacıyla yurt dışına çıkış yasağı da konulabilir.

Müvekkillerimizin kısıtlayıcı işlem ve tedbirlere gereksiz ve haksız yere maruz kalması halinde itiraz işlemlerini yürütülmesi ve haklarınızın savunulması kapsamında hukuki destek sunarız.

➣Delillerin Tartışılması

Kovuşturma evresinde delillerin tartışılması, suçun aydınlatılması açısından son derece önemlidir. Mahkeme, sanık hakkında hüküm vermeden önce delilleri inceler ve bu delillerin hukuka uygun olup olmadığını değerlendirir. Tanık ifadeleri, yazılı belgeler, bilirkişi raporları gibi deliller mahkeme huzurunda tartışılır. Bu aşamada, delillerin hukuki geçerliliği ve delillerin sanık veya müşteki lehine nasıl yorumlanacağı büyük önem taşır.

➣Özlük Hakları ve Hukuki Güvence

Özlük hakları, memurların çalışma şart ve durumlarını içerir. Maaş, terfi, izin hakları, çalışma saatleri, sosyal güvence gibi konular memurun özlük haklarının kapsamını oluşturur. İdarenin, memurun özlük haklarına yönelik keyfi müdahalelerde bulunması veya hukuka aykırı işlemler tesis etmesi durumunda, ilgili işlemin iptali için idari yargıya başvuru hakkı doğmaktadır. Avukatlık büromuz, memurların özlük haklarının korunması ve bu haklara yönelik haksız işlemlerin iptal edilmesi adına gereken tüm hukuki desteği sağlamaktadır.

➣Hüküm

Yargılamanın sonunda mahkeme, açılmış olan kamu davası ve sanık hakkındaki kararını verir. Verilen bu karara ceza yargısında hüküm adı verilmektedir. Ceza Muhakemeleri Kanununa göre verilebilecek hüküm türleri şu şekildedir:

1. Beraat Kararı:

Mahkeme, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli ve mahkumiyete elverişli delil bulunmadığı veya fiilin suç teşkil etmediği kanaatine varırsa, beraat kararı verir. Bu durumda sanık, suçtan sorumlu tutulmaz ve yargılama sonunda herhangi bir cezai yaptırıma tabi tutulmaz. Beraat, sanığın suçsuz bulunması anlamına gelir ve sanığın sabıka kaydında herhangi bir olumsuz kaydın yer almamasını sağlar.

 

2. Mahkumiyet Kararı:

Mahkeme, sanığın üzerine atılı suçu işlediği sonucuna varırsa mahkumiyet kararı verir ve buna bağlı olarak sanığa bir ceza tayin eder. Mahkumiyet kararı, suçun ciddiyetine ve ceza kanunlarında öngörülen yaptırımlara bağlı olarak çeşitli hapis veya adli para cezalarını içerebilir.

 

Mahkumiyet kararında, mahkeme suçun niteliğine, sanığın durumu ve cezayı hafifletici veya ağırlaştırıcı unsurlara göre bir cezaya hükmeder. Mahkumiyet kararında ceza, doğrudan uygulanabilir veya koşullara bağlı olarak ertelenebilir.

 

3. Ceza Verilmesine Yer Olmadığına Dair Karar:

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 223. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında düzenlenen bu karar ile sanığın fiili gerçekleştirdiği sabit olsa bile, kusurluluğu ortadan kaldıran sebeplerin varlığı veya cezasızlık halinin kanunda özel olarak düzenlendiği durumlarda ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilir. Bu nedenler arasında yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, meşru savunmada sınırın aşılması veya etkin pişmanlık gibi haller sayılabilir. Bu kararla birlikte, sanık hakkında ceza uygulanmaz, ancak fiilin suç olma niteliği ortadan kalkmaz.

4. Güvenlik Tedbiri Uygulanması Kararı:

CMK'nın 223. maddesinin 6. fıkrasında düzenlenen bu karar, sanığın fiili işlediği sabit olduğunda, ancak ceza verilmesi yerine veya cezanın yanı sıra güvenlik tedbirine hükmedilmesinin uygun görüldüğü durumlarda verilir.

 

Güvenlik tedbirleri, toplumun ve bireylerin korunması amacıyla uygulanan önlemlerdir ve akıl hastalarına yönelik tedavi, belirli faaliyetlerden men edilme, eşya ve kazanç müsaderesi veya sürücü belgesinin alınması gibi uygulamaları içerebilir.

 

5. Davanın Reddi Kararı:

CMK'nın 223. maddesinin 7. fıkrasında düzenlenen bu karar, aynı fiil nedeniyle aynı sanık hakkında daha önce kesinleşmiş bir hüküm veya devam eden bir dava varsa verilir. Bu durum, "ne bis in idem" (aynı fiilden dolayı iki kez yargılama olmaz) ilkesinin bir yansımasıdır. Mahkeme, böyle bir durumda davanın reddine karar vererek yargılamayı sona erdirir.

 

6. Düşme Kararı:

CMK'nin 223. maddesinin 8. fıkrasında düzenlenen düşme kararı, davanın devam etmesini engelleyen durumların varlığında verilir. Bu durumlar arasında sanığın ölümü, genel af ilan edilmesi, zamanaşımı süresinin dolması veya şikayete bağlı suçlarda şikayetten vazgeçilmesi sayılabilir. Düşme kararı ile birlikte dava sona erer ve aynı fiil nedeniyle yeniden dava açılamaz.

bottom of page